namaz ibadeti

Beş vakit namaz kılana elli vakit namaz sevabı verilir

Malik bin Sa’saa radıyallahu anh Peygamber aleyhisselâmıh şöyle buyurduklarını anlatıyor:.

Ben Kâbe-i Muazama’da iki kişinin arasında uyku ile uyanıklık arasında yatmakta iken, içi îman ve hikmetle dolu, altından bir leğen getirdiler. Boğazımdan karnıma kadar göğsümü yardılar. Zemzem suyu ile yıkayıp, îman ve hikmetle doldurdular. Katırdan küçük merkepten ise büyük, burak denilen bir hayvan getirdiler. Cibril Aleyhisselâm ile beraber gittik. Birinci kat semâya gelince:

- Kim o? denildi, Cibril a.s.:
- Cebrâil, diye cevap verdi.
- Yanındaki kim? denildi.
Cebrâil de:
- Muhammed, (sallallahu aleyhi ve sellem) dedi.
- Ona, buraya gelme daveti gönderildi mi? denildi. Cebrâil:
- Evet, dedi.
- Hoş geldi, O ne güzel bir misafirdir, denildi.

Namaza Durmak



Durmak gerek. Zira durmayınca, “tevakkuf etmeyince”, arada bir “vakfe” yapmayınca hakikate “vâkıf” olamazsınız. Durmayınca durulamazsınız. Durulacak yer Allah’ın huzurudur.

Yunus Emre’nin “Dur erte namazına” nakaratlı bir salâtnâmesi var. “Erte” veya “irte namazı” sabah namazı demektir. Bu şiirinde Yunus’un “kıl erte namazını” yerine “dur erte namazına” ifadesini tercih etmesi hayli manidardır.

Huzura Çıkar mıyız?



Namaza verdiğimiz değer imanımızın kuvveti ile paralellik arz eder. Kimileri Cuma namazlarıyla yetinirken kimileri de beş vakit kılarlar. Kimileri beş vaktin yanında cemaate de riayet eder. Ehlullah ise beş vakitle birlikte, sürekli nafile namazlarla Rabbin huzuruna sürekli çıkarlar.

Namaz kelimesinin karşılığı Arapçada “salât”tır ve çoğulu “salâvat”dır. Tekbir ile başlayıp selam ile son bulan, belli fiil ve sözleri içine alan bir ibadettir. Allah’a karşı tesbih, tazim ve şükrün ifadesidir. Salât kelimesi Mukaddes Kitabımız’da doksandan fazla ayette zikredilir. Bütün peygamberler namaz kılmış ve namazı ümmetlerine tebliğ etmiştir. Hicretten bir buçuk yıl kadar önce Miraç gecesinde de müslümanlara beş vakit namaz farz kılınmıştır.

Kaza Namazları



Namaz, Efendimiz s.a.v.’in ifadesiyle “dinin direği” ve “kişinin kapısının önünde akan suyu bol ve tatlı bir nehir”… Müslüman hayatını ayakta tutan ve onu dünya hayatının kirlerinden arındıran büyük bir ibadet. İhmali de büyük kayıp. Bu nedenle müslümanın ilk görevi, vakit namazlarına özen göstermek ve varsa kazaya kalmış namazlarını da kılıp binasını sağlam tutmak.

Sahabe-i Kiram’dan Ebu Katade r.a. anlattı:

Rasulullah s.a.v. ile bir seferdeydik, gece epey ilerlemişti. Herkes çok yorgundu, ama yürümeye de devam ediyorduk…

Özür Halinde Namaz



Namaz kılmak her mükellef müslüman için en mühim kulluk vazifesi olduğu gibi, herkesin haline göre çeşitli kolaylıklar yine namazda bulunmaktadır. Çeşitli özürler vardır ki, o özürlere sahip olanlar da, hallerine uygun kolaylıklarla namazlarını kılacaklardır. Özür sebebiyle namazı terketmek yok, ancak özür için kolaylıklar vardır.

Özür Sahibi Olanlar

Devamlı olarak bir yeri kanayan, abdest tutamayacak şekilde idrar kaçıran, herhangi bir yerinden sürekli iltihap ve benzeri şeyler akarak abdest tutma imkanı olmayanlar, “özür sahibi” kimselerdir. Kadınlarda fıkıhta tespit edilen asgari süreden az ve azami süreyi aşan akıntılar, gebelik sırasında gelen kan, lohusalığın kırk gününden sonraki ve ellibeş yaşını aşmış kadınlardan gelen kan da özür akıntılarındandır.

Namazların Birleştirilmesi



Hanefiler dışında üç mezhebe göre, seferî kimsenin öğle ile ikindi namazlarını ve akşam ile yatsı namazlarını öne alıp birleştirme (cem’i takdim) veya sona alıp birleştirme (cem’i te’hir) suretiyle birlikte kılması caizdir. Günümüzde bilhassa ulaşım araçlarıyla yolculuk yapılırken böyle bir uygulamanın sağlayacağı meşru kolaylığı unutmamalıdır.

Bu konuyu burada, Şafiî mezhebine ağırlık vererek açıklayalım.

Gözümün Nuru Namaz



Huzurdadırlar.
Alınlarında secde izleri,
Rükûda kıyamdadırlar.
Tekbir, salât ve selamlarda…
Huzurda oldukça huzurdadırlar.
Huzur ve emniyettedir çevreleri.
Çünkü taş toprak secde yeridir.
Zikirdir namaz, duadır…
Şükürdür, teslimiyettir, tevazudur…
‘Sana geldik’ demektir.
Her ne ki bize lazım, hepsi namazdadır.
Dünya ve ahiretten tüm nasibimiz ondadır.

Namazların Kazası



Her mükellef müslümanın, günde beş vakit namazı vakti içinde kılması kesin farzdır ve ilahi emirlerin başında gelir. Farz namazını kılmadan vaktini geçirmek büyük günahlardandır. Kaza edildiği zaman bu namaz borcu ödenmiş olur, fakat geciktirme günahından dolayı ayrıca tevbe de gerekir. Özürlü veya özürsüz olarak zamanında eda edilmeyen beş vakit namazın farzlarını kaza etmek farz, vitir namazının kazası da vacibdir.

“Eda” namazın vaktinde kılınması, “kaza” da vakti çıktıktan sonra kılınmasıdır.

Medine’de İlk Cuma Namazı



Her vakit bir değil. Her yerin hatırası da aynı değil. Cuma günü biz müslümanlar için ayrıcalıklı. Cuma, günlerin en hayırlısı. Ve Efendimiz’in ilk Cuma namazını kıldığı yer, Kubâ , kadim ama canlı bir hatıra olarak gönlümüzde hep saklı.