Güneş doğarken ya da batarken herhangi bir namaz kılınır mı?

Güneşin batışı halinde sadece o günün ikindi namazı kılınabilir. Fakat diğer bir günün kazaya kalmış olan ikindi namazı kılınamaz. Çünkü kâmil bir halde vacip olan bir ibadet, nakıs (eksik, kusurlu) olarak kaza edilemez. Kerahet vakti ise ibadetin nakıs olmasına sebeptir.

Güneşin doğuşuna rastlayan herhangi bir namaz ise bozulur. Bu sebeple bir kimse, daha ikindi namazını eda etmekte iken güneş batsa, namazı bozulmaz. Fakat sabah namazını kılmakta iken güneş doğsa, namazı bozulur. Çünkü birinci durumda yeni bir namaz vakti girmiş olur. İkinci durumda ise namaz vakti çıkmış, yeni bir namaz vakti girmemiş olur.

İkindi namazının durumuyla ilgili mezhepler arasında görüş birliği varken, sabah namazının durumuyla ilgili Hanefi mezhebi diğer üç mezhepten farklı görüştedir. Diğer üç mezhep güneş doğmadan önce sabah namazının bir rekatını kılan kimsenin namazı güneşin doğmasıyla bozulmaz görüşündedir. Delilleri “Güneş doğmadan önce sabah namazının bir rekâtına yetişen kimse namazı tamamlasın.”1 hadis-i şerifidir.

İmam-ı Azam ise güneşin doğması ile sabah namazının batıl olacağına hükmetmiştir. Ona göre, güneşin doğmasıyla namaz kılınması yasaklanmış olan bir vakte girilmiş olmaktadır, hâlbuki güneşin batmasıyla namaz kılınması yasak olan bir vakte girilmemektedir.

Konuyla ilgili olarak bazı âlimler: “Bu ve benzeri hadislerde güneş doğduktan sonra sabahın tamamlanacağına ruhsat verilir ise de, güneş doğduktan sonra her çeşit namazı yasaklayan rivayetler tevatür derecesini bulmuştur, öyle ise, mubah kılan hadisler mensuhtur” demiştir. Aynî, bu görüşün izahatını şöyle yapmaktadır: “Bir meselede mubahlık ve haramlık birleşirse haram hükmü esas alınır ve onunla amel edilir, mubahlık terk edilir. Çünkü eşyada asıl olan helal olmasıdır, öyleyse haram hükmü sonradan gelmiştir. Sonradan gelen nâsihtir, önceki mensuhtur. Öyle ise güneşin doğmasından sonra namazın tamamlanmasını haram kılan hüküm muahhardır ve nâsihtir, bununla amel edilmesi gerekir.

dipnot

(1) Buhârî, Mevâkît 28, 17; Müslim, Mesâcid 163, (608); Muvatta, Vukût 5, (1, 6); Tirmizî, Salât 137, (186); Ebû Dâvud, Salât 5, (412); Nesâî, Mevâkît 11, (1, 257, 258), 28, (1, 273)